İRTİKAP SUÇU AVUKATI KİME DENİR? |
Türk Ceza Kanunumuzda “Kamu İdaresinin Güvenirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında irtikap suçu (TCK 250) düzenlenmiş olup; genellikle bu belirtilen suç tipleri üzerinde faaliyet yürüten ve müvekkillerinin haklarını savunan avukatlar ceza avukatı olarak adlandırılmaktadır. İrtikap suçu için kanunda öngörülen ceza miktarı ele alındığında bu suçun işleniş şekline göre bir kısmı Asliye Ceza Mahkemelerinde görülürken bir kısmı da Ağır Ceza Mahkemelerinin görev alanına girmektedir. İrtikap suçuna bakan avukatlar, sadece sanıkların ve şüphelilerin haklarını savunmayıp; aynı zamanda müşteki ve mağdurların haklarını da savunmaktadırlar. İrtikap suçu, hukukumuzda çok ağır yaptırımlara bağlandığı için savunma yaparken çok dikkatli olunması gerekmektedir. Bu hususta insanlar genellikle irtikap davalarına bakan avukatların yardımına ihtiyaç duyarlar.
Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir. Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İrtikap suçunda savunma yapılırken öncelikle karşılaşılan iddianın ve dosyadaki mevcut delil durumunun incelenmesi gerekmektedir. Bunun için eğer dosyada gizlilik kararı mevcut değil ise müdafi tarafından dosya fotokopisi alınır. Karşılaşılan suç iddiası ile ilgili emsal teşkil etmesi için lehe olan Yargıtay Kararları araştırılır ve dosyaya sunulur. Eğer irtikap suçu iddiası ile karşılaşan sanık veya şüpheli tutuklu ise cezaevinde avukat ile görüş sağlanır ve müvekkilin tutukluluk haline itiraz edilir. Müvekkilin lehine bir delilin bulunması halinde dosyaya sunulur ve tanık delili de mevcut ise soruşturma aşamasında savcıya, kovuşturma aşamasında ise mahkemeye dinletilir. Soruşturma aşamasında sunulan savunma dilekçesinde savcının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesi (takipsizlik kararı) vermesi talep edilir. Kovuşturma aşamasında yani mahkeme aşamasında ise beraat kararı verilmesi talep edilmektedir. Mahkeme tarafından sanığa ceza verilmesi halinde müdafi, kararı istinaf ve sonrasında kanun yolu açık ise Yargıtay aşamasına götürüp kararın bozulmasını talep etmektedir. Sanığın mahkemede irtikap suçundan beraat etmesi halinde katılan veya Cumhuriyet Savcısı beraat kararının bozulması için üst mahkemede itiraz edebilmektedir. Bu noktada müdafi, gerekli görülmesi durumunda beyan dilekçesi sunmaktadır.
İrtikap suçu ile ilgili davaları olan insanlar genellikle ceza davasının takibi için irtikap davasına bakan en iyi avukatı bulma arayışı içerisinde olurlar. Bu doğrultuda bireyler, çevrelerindeki tanıdık avukatlara veya tavsiye üzerine bir ceza avukatına gitmektedirler. Yine irtikap suçuyla karşılaşan insanlar internet üzerinden “irtikap avukatı”, irtikap suçuna bakan avukat”, “irtikap davasına bakan avukatlar” anahtar kelimeleriyle araştırma yapmaktadırlar. İrtikap suçu, ülkemizde sıklıkla karşılaşılan suçlardan olup; birçok avukat bu suçlarla ilgili davalarda müdafilik veya vekillik yapmaktadır. İstanbul ilinde de irtikap suçuyla ilgili birçok dava dosyası derdest olup; İstanbul’ da faaliyet yürüten birçok avukat bu dosyaları avukatlık ilkeleri uyarınca en iyi şekilde takip etmektedir. İrtikap davalarına bakan avukatlar, davayı en iyi şekilde takip etmek için hukuki bilgilerini sürekli olarak güncel tutmaktadırlar. Bu kapsamda irtikap suçuyla ilgili yeni çıkan Yargıtay Kararlarını ve değişen kanun maddelerini takip etmektedirler.
İrtikap suçunda aleyhe delillerin bulunması durumunda sanıklara ceza verilmektedir. Bu sebeple savunmanın son derece dikkatli ve düzgün bir şekilde yapılması gerekmektedir. İrtikap suçuna bakan ceza avukatları, bu noktada devreye girmekte olup; savunmanın etkin bir şekilde yapılması açısından büyük rol oynar. Ancak şu husus unutulmamalıdır ki iyi avukat her zaman beraat kararı aldırır diye bir kural bulunmamaktadır. Çünkü her dosya birbirinden farklı olup; karar verilirken öncelikli olarak suç iddiası ve mevcut delil durumu göz önüne alınır. Bu sebeple avukat, müvekkiline beraat ve tahliye yönünde kesin taahhütlerde bulunamaz. Ceza avukatı öncelikli olarak benzer dosyalarda ne yönde karar verildiği noktasında müvekkilini aydınlatır ve kararın lehe verilmesi için gereken çalışmayı yürütür. İrtikap suçuyla karşılaşan kişilerin ileride pişmanlık duymamaları için tecrübeli bir avukattan yardım almaları her zaman için tavsiye edilmektedir.
Ceza davalarında karar verilme süresi ile kararın kesinleşme süresi aynı değildir. Mahkeme irtikap suçu dosyasında karar verdikten sonra karara karşı davanın taraflarına şartlar oluştuğu takdirde itiraz hakkı vermektedir. Bu noktada verilen karara avukat tarafından itiraz edilmesi, çoğu zaman dosyanın incelenmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi’ne ve Yargıtay’ a gitmesine sebebiyet vermektedir. Bu durum dosyanın kesinleşme süresini uzatmaktadır. Bir dosyada karar verilebilmesi için gerekli bütün delillerin toplanması ve eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Ceza dava dosyasında taraf sayısının çok fazla olması da dosyanın karara çıkma süresinin uzamasına sebebiyet veren bir durumdur. Çünkü her bir tarafa tebligat çıkarılması ve tarafların ifadelerinin tek tek alınması zaman alan bir durumdur. Ortalama olarak günümüzde bir ceza dosyası 1-2 yıl içerisinde karara çıkmaktadır. Kararın istinaf edilmesi ve sonrasında Yargıtay yolu açık ise Yargıtay’ a gönderilmesi halinde dosyanın kesinleşme süresi yaklaşık 4-5 yıl sürebilmektedir. Hatta bazen bu süre daha da fazla uzayabilmekte olup; dosya dava zamanaşımına dahi uğrayabilmektedir.
Hiçbir avukat, müvekkiline sana ceza aldırmayacağım veya lehine karar alacağım gibi taahhütlerde bulunamaz. Bu sebeple bir ceza dosyasında müvekkilin olumsuz bir karar alması, avukatın ücrete hak kazanamayacağı anlamına gelmemektedir. Avukat, bir ceza dosyasında üzerine düşen bütün sorumluluğu ve görevleri yerine getirmekle mükelleftir. Bu sebeple avukat, görevini yerine getirdiği takdirde anlaşılan avukatlık ücretine de hak kazanmaktadır. Ceza mahkemesinde yargılanan sanık, ceza aldığında dahi itiraz, istinaf veya Yargıtay yolu açık ise avukat bu kanun yollarına başvurarak görevini karar kesinleşinceye kadar yerine getirmektedir. Kararın kesinleşmesi ile avukatın o dosyadaki görevi de sona ermektedir.
Avukatın bir mahkeme dosyasından fotokopi alabilmesi ve dosyada müvekkili adına işlem yapabilmesi için vekâletname gereklidir. Tutuklu olmayan şahıslar herhangi bir notere giderek istediği avukata kolayca vekâletname çıkarabilmektedirler. Ancak şahsın tutuklu olması halinde notere gitmesi mümkün olmamaktadır. Bu durumda tutuklu şahsın bir yakını veya avukat cezaevi yakınlarındaki herhangi bir notere başvurarak tutuklu şahsın bilgilerini verip; noterde çalışan personelin cezaevine gitmesini sağlamaktadırlar. Noter personeli cezaevine giderek tutuklu şahıstan vekâlet alıp; akabinde ilgili avukata bu vekâleti ulaştırmaktadır. Görüldüğü üzere şahsın tutuklu olması, bir avukata vekâlet veremeyeceği anlamına gelmemektedir. İrtikap suçu yönünden vekâlette özel bir yetkiye gerek olmayıp; genel dava vekâletnamesi çıkartılması avukat için yeterlidir.
CEZA AVUKATI – AĞIR CEZA AVUKATI – İSTANBUL AĞIR CEZA AVUKATI İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Fatih Yaşar’ a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. |