Tehdit Suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda Yedinci Bölümde Hürriyete Karşı Suçlar başlığı altında Madde 106’ da düzenlenmiştir. Kanun maddesi şöyledir:
Türk Ceza Kanunu Madde 106 |
Tehdit Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (2) Tehdidin; a) Silahla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir. |
Tehdit suçu, hukuki anlamda soyut tehlike suçudur. Çünkü suçun oluşabilmesi için zarar veya zarar tehlikesinin sonucunun gerçekleşmesine gerek yoktur. Suçun vuku bulabilmesi için failin mağdura kötülük yapacağını bildirmiş olması yeterlidir. Tehdit suçuna örnek olarak: Failin, mağdura karşı “seni yaşatmayacağım” cümlesi tehdit suçunu oluşturur.
Tehdit suçunda korunan hukuki değer kişilerin iç huzurunun ve güvenliğinin sağlanmasıdır. Türk ceza kanununda bu suç tipinin hürriyete karşı suçlar başlığı altında düzenlenmesinin sebebi de belirtilen bu durum ile doğrudan bağlantılıdır. Mağdurun korkusuzca hayatını sürdürebilmesi için bu suç tipinin düzenlenmesi gerekli görülmüştür.
Tehdit suçu, herkes tarafından işlenebilir bir suç olup; özgü suçlar arasında değildir.
Tehdit suçunun mağduru, sadece gerçek kişiler olabilir. Tüzel kişilerin bu suçun mağduru olabilmesi mümkün değildir. Tehdit suçunun oluşabilmesi için mağdurun belirli bir kişi veya kişiler olması şarttır. Eğer failin eylemi, belirli bir kişi veya kişileri ifade etmiyorsa tehdit suçu değil; halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçu (TCK madde 213) oluşur. Bir belediye otobüsünde failin, otobüsü patlatacağım diye bağırması bu duruma örnek gösterilebilir. Tehdit suçunun mağdurunun algılama yeteneğinin bulunması şarttır. Aksi takdirde tehdit suçu meydana gelmez.
Suçun maddi konusu TCK madde 106/1’ de belirtilmiş olup; bir başkasının, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit edilmesi veya malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit edilmesi suçun maddi konusunu oluşturur. Tehdit suçunda neticenin gerçekleşmesi aranmaz. Tehdit hareketinin gerçekleşmesi yeterlidir. Tehdit suçu, gelecekte meydana gelecek olan bir kötülüğü işaret eder. Bu sebeple failin; “eğer kursa gitmediğimi anneme söyleseydin seni döverdim” cümlesi tehdit suçunu oluşturmaz.
Tehdit suçunun konusunu oluşturan hukuki değerler kanun maddesinin ilk fıkrasında vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık, malvarlığı, kişinin yaşamı olarak ifade edilmiştir. Failin eyleminin mutlaka kanunda belirtilen bir hukuksal korumaya saldırı niteliği taşıması gerekir. Aksi takdirde tehdit suçu söz konusu olmaz. Örnek: Failin “seninle küserim, sana soğuk davranırım” eylemi tehdit değildir.
Tehdit suçunda önemli olan eylemin objektif olarak korkutucu nitelik taşımasıdır. Mağdurun çok cesur olması ve bu sebeple iç huzurunun bozulmaması sonucu değiştirmez. Tehdite konu eylemde 3. bir kişi de hedef gösterilebilir. Failin mağdura karşı: “çocuğunu öldüreceğim” sözü tehdit suçunu oluşturur.
Tehdit suçunun oluşabilmesi için failin, mağdura eylemi bildirmiş olması gereklidir. Fail eylemi yüz yüze bildirebileceği gibi 3. bir kişi vasıtasıyla veya mektup, mesaj gibi iletişim araçları ile de gerçekleştirebilir.
Tehdit suçunda, fail mağdur üzerinde fiziki bir etkide bulunmamakta olup; kötülük gerçekleştireceğinden bahisle mağdurun iç huzurunu bozmaktadır. Ancak cebirde ise eylem şimdiki zamana yöneliktir. Yani mağdura karşı fiziki güç kullanılmaktadır.
Tehdit suçu sadece genel kastla işlenebilir. Suçun taksirle işlenebilmesi hukuken mümkün değildir.
Tehdit suçunun silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imkânsız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hallerinde faile verilecek ceza, suçun temel halinden daha yüksektir.
Tehdit suçunun silahla işlenmesi durumunda mağdurun üzerindeki korku ve endişenin daha fazla olacağı öngörülmüş olup; bu durumda faile verilecek ceza, suçun temel biçimine nazaran daha fazladır. Tehdit suçunun nitelikli halinin uygulanabilmesi için failin silahı mağdura göstermesi şarttır. Silahın mağdura gösterilmemesi ve sadece silahtan bahsedilmesi durumunda suçun nitelikli hali söz konusu olmaz. Fail silahı kısmen veya tamamen mağdura gösterebilir. Silahın gerçek bir silah olması şart değildir. Kurusıkı ve hatta gerçek tabancaya benzeyen oyuncak bir tabancanın gösterilmesi durumunda dahi suçun nitelikli hali uygulanır.
Tehdit suçunda failin kendisini tanınmayacak hale koyması, suçun ağırlaştırılmasını gerektiren bir sebeptir. Failin maske takması, yüzünü değiştirecek şekilde makyaj yapması bu hale örnek olarak verilebilir. Suçun bu yönüyle nitelikli halinin uygulanabilmesi için tehdit suçunun gerçekleştiği esnada fail ve mağdurun yüz yüze olması şarttır.
Tehdit suçunun imzasız mektupla işlenmesi durumunda suçun failinin tespit edilmesi ve bulunması güç olduğu için bu durum suçun ağırlaştırılmış hali olarak kabul edilmiştir. Ayrıca suçun imzasız mektupla işlenmesi durumunda mağdur suçun faili bilmediği için kendisini daha savunmasız ve tedirgin hisseder. Kanunda ifade edilen mektup, sadece bilinen zarf mektubu olmayıp; herhangi bir araç ile yazılmış yazılardır.
Suçun özel işaretler kullanılarak işlenmesi hali, kanunda suçun ağırlaştırılmasını gerektiren bir sebep olarak sayılmıştır. Özel işaretlere örnek vermek gerekirse; mağdurun evinin önüne idam ipi bırakılması veya kanlı bir bıçak bırakılması suçun ağırlaştırılmış halini oluşturur.
Tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde; mağdur kendisini daha korumasız hisseder. Bu sebeple eylemin mağdurda oluşturduğu korku ve endişe suçun temel haline nazaran daha yüksektir. Bu sebeple suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi durumu kanunda verilecek cezayı ağırlaştıran bir neden olarak sayılmıştır.
Suçun nitelikli halinin uygulanabilmesi için failin bu örgütün üyesi olması şart değildir. Fail, örgüt elemanlarını kullanabileceği yönünde mağdurda bir kanaat veya intiba uyandırmalıdır.
Failin, malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratılacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle mağduru tehdit etmesi halinde verilecek ceza TCK 106/1 ikinci cümle uyarınca daha azdır. Failin, mağdura: “fabrikanı ateşe vereceğim” cümlesi bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Teşebbüs, failin suçun icrasına başlaması; ancak elinde olmayan sebeplerle suçu tamamlayamaması halidir. Tehdit suçunda icra hareketlerinin kısımlara bölünebildiği durumlarda suça teşebbüs mümkündür. Örneğin tehdidin yüz yüze ve sözlü olarak yapıldığı durumda icra hareketleri bölünemediği için teşebbüs mümkün olmaz. Ancak failin tehdit eylemini mektup yoluyla yapması ve mektubun posta kutusunda kaybolması durumunda suça teşebbüs söz konusu olur. Suçun teşebbüs aşamasında kalması durumunda faile verilecek ceza TCK Madde 35 hükmü uyarınca indirilir.
İştirak bakımından bu suç ayrıca bir özellik taşımamaktadır. Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi suçun nitelikli halini oluşturur. Suça azmettiren veya yardım eden bu suç bakımından mümkündür.
Tehdit suçu, başka bir suçun unsuru veya ağırlaştırılmış hali olarak düzenlenmiş ise bileşik suç hükümleri uygulanır ve bu sebeple faile tehdit suçundan ayrıca ceza verilmez. Failin eylemi bileşik suç teşkil etmiyor ise ve tehdit suçunun dışında bir başka suç da gerçekleşmiş ise gerçek içtima hükümleri uygulanır.
Tehdit suçunun TCK Madde 106/1 ilk cümle ile işlenmesi halinde soruşturma ve kovuşturma resen; TCK Madde 106/1 ikinci cümle ile gerçekleşmesi durumunda ise mağdurun şikâyeti üzerine yapılır. Tehdit suçunun TCK Madde 106/2 hükmü ile işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturmanın yapılması ilgili makamlar tarafından resen yapılır.
“…Sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, her ne kadar sanığın hakaret eylemi uzlaşma kapsamında olup, soruşturma aşamasında taraflara uzlaşma teklifi yapılmış ise de, bu tarihte atılı TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenmiş olan tehdit suçunun uzlaşma kapsamında olmaması ve CMK’nın 253/3. fıkrasının ikinci cümlesi dikkate alındığında soruşturma aşamasında yapılan uzlaşma teklifinin geçersiz olduğunun anlaşılması karşısında, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik CMK'nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığa atılı TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması nedeniyle TCK'nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret ve TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçlarından aynı Kanun'un 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozmayı gerektirmiş, sanık ... 'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine…” (18. Ceza Dairesi 2019/10662 E. , 2020/8363 K.)
“…Sanıkların eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nin 106/2-a maddesindeki tehdit suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık kesintili zamanaşımı süresinin, suç tarihleri olan 26.09.2005, 30.10.2005, 07.11.2005 günlerinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, bozmayı gerektirmiş…” (6. Ceza Dairesi 2017/2726 E. , 2020/2371 K.)
“…Sanık hakkında katılan ... yönelik TCK’nın 81/1, 35. maddeleri uyarınca öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya muhalefetten dava açılıp TCK'nın 106/2-a maddesi uyarınca silahlı tehditten ve 6136 sayılı Yasa 13/1 maddesinden hükümler kurulduğu, dosyanın incelenmesinde; katılan beyanı, olay yeri inceleme ve bilirkişi raporları, dosya kapsamındaki kanıtlar ve olay yeri görüntülerine göre, sanığın katılana etkili mesafeden peş peşe ateş etmesi, ancak mermilerin katılana isabet etmeyerek katılanın kullandığı motosikletin oturak kısmı da dahil olmak üzere çeşitli yerlerinde giriş deliği oluşturması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın katılana öldürme kastıyla ateş ettiğine ilişkin emarelerin bulunduğunun anlaşılması karşısında, iddianame içeriği, dosya kapsamı ve ağır olan suçun öldürmeye teşebbüs suçu olması Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararı ile sanık ... müdafiinin temyizinin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 1. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 16.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…” (4. Ceza Dairesi 2016/11993 E. , 2020/10204 K.)
“…Oluş ve dosya kapsamına göre sanığın eyleminin TCK'nin 106/1-1. cümle uyarınca tehdit suçunu oluşturduğu, cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 66/1-e maddesinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü zamanaşımının, suç tarihi olan 10.01.2008 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA…” (6. Ceza Dairesi 2019/1246 E. , 2020/2320 K.)
“…Tehdit suçundan kurulan hükümde ise; yukarıda belirtilen bozma ilamına uyulması halinde, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan TCK'nın 106/1. maddesinin son cümlesinde tanımlı tehdit suçunun CMK'nın 253. maddesi uyarınca uzlaştırmaya tabi olması karşısında, anılan Kanunun 253 ve 254. maddelerinde öngörüldüğü biçimde, yöntemine uygun olarak taraflara uzlaştırma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre karar verilmesi zorunluluğu, bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, hükümlerin bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine…” 18. Ceza Dairesi 2019/9964 E. , 2020/8169 K.
“…1- Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın görevli polis memurlarına "'geleceğiniz benim ellerimde, sürdürürüm sizi'" diyerek tehdit ettiğinden bahisle mahkûmiyet kararı verilmiş ise de, sanığın polis memurlarının görev yerini değiştirme konusunda herhangi bir yetki ve gücü bulunmayıp, anılan sözlerinin tartışmanın bütünü ve söylendiği bağlam içinde değerlendirildiğinde tehdit niteliğinde olmadığı ve TCK’nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturmadığının gözetilmemesi, 2- TCK'nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin söz konusu olabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında; sanığın ekip aracında iken söylediği kabul edilen sinkaflı sözlerle hakaret eyleminde aleniyet unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, sanığın cezasında TCK’nın 125/4. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi, kanuna aykırı, sanık ...'un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (18. Ceza Dairesi 2019/10044 E. , 2020/7889 K.)
CEZA AVUKATI – AĞIR CEZA AVUKATI – İSTANBUL AĞIR CEZA AVUKATI İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Fatih Yaşar’ a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. |